ATATÜRK

Forumla ilgisi olmayan her türlü sohbet muhabbet konuları (Maçlar, haberler gibi günlük ve güncel konular.)

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 16 Ağustos 2008 11:20

"Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır."
omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA


Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 18 Ağustos 2008 16:28

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 20 Ağustos 2008 17:21

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 20 Ağustos 2008 17:22

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:35

İŞTE DÜNYANIN ŞAPKA ÇIKARTTIĞI DEVLET ADAMININ SON YOLCULUĞUNDAN VE ARDINDAN YAZILANLAR....
BU GÖNDERİ TÜM YAZILAN-ÇİZİLENLERE YANIT ASLINDA AMA,
NE YAZIKKİ SADECE ONU ANLIYABİLENLER BİLİYOR......
HATAMIZ İSE; BİLMEYENLERİN BİLMESİ İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPMAMIŞ OLMAMIZ NE YAZIKKİ.....

DÜNYA BASINI YÜCE ÖNDER ATATÜRKÜN ÖLÜMÜNDEN SONRA YAZDIKLARI
SAĞLIKLA, GÜLÜMSEME İLE KALIN....

(1922'de Türk ordularının zaferi neticesi Anadolu'daki emelleri gerçekleşmeyen İngiltere'nin Türk düşmanı olarak bilinen Başbakanı Lıoyd George, Parlamento'da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri şöyle cevaplandırmıştır):
'Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi.
(D. Lloyd George, İngiltere Başbakanı, 1922)



Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.
(Eleftherios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933)


Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas gösterileri yapılması milletler tarihinde az görülen şeylerdendir.'
(ATHİNAİKA, Atina, 12 Kasım 1938)


'Atatürk'ün Türkiye'de yaptığını hiçbir tarafta, hiçbir kimse yapmadı: Ne Cavour, ne Cromwel, ne de Washington... Atatürk'ün bulduğunu, hiç kimse bulmadı ve Atatürk'ün yaptığını da hiç kimse yapmadı. İlham ettiği kimselere ve kendi prensiplerine göre yarattığı yeni kuşak, O'nun eserine devam edecektir.'
(Tipos Gazetesi)


İngiliz, Fransız ve İtalyanları Anadolu'dan uzaklaştırıp bizi de yenince,, karşımızda sıradan bir adam bulunmadığını ve O'nun gerçek yaratıcı kudretini kavramaktan uzak kalmış olduğumuzu kabul ettik. (1938)
(Yorgi PESMAZOĞLU, Yunan Ekonomi Başkanı)


Çok, pek çok devrimciler görüldü. Fakat hiçbiri Atatürk'ün cesaret ettiği ve muvaffak olduğu şeyi yapmadı.'
(Messager D'Athenes, Yunanistan Gazetesi, 11 Kasım 1938)


Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamın ismini hakedecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekâsı ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur.
(Yugoslavya, Politika Gazetesi, 11 Kasım 1938)


Sakarya Savaşı, Sakarya Zaferi, yirmi yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar, kendi kendime diyordum: Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemezmiyim, onun ruhuna kurtarıcı hamleyi, bu dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?
(Habib BURGİBA, Tunus Devlet Başkanı, 1965)


Atatürk, tarihin her devresi için, insanlığın bir mucizesidir.
(Suriye)


Atatürk'ün ölümü yalnız Türk Milleti için değil, onun örneğine çok muhtaç olan bütün Doğu milletleri için en büyük kayıptır.
(ELEYYAM Gazetesi, Şam- 1938)


Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi. O, kelimenin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. Hayatını milleti'nin mutluluğuna adadı, bu uğurda genç yaşda hayata gözlerini kapadı.
(Elifba Gazetesi, Şam- 1938)


O'nun ölümü, dünya için de derinliği ölçülmez bir kayıptır.
(Sovyetler)


Adı, Türk Milleti'nin millî kurtuluş savaşında ve Türkiye'nin siyasi alanda yeniden örgütlenmesine gayet sıkı bir surette bağlı olan Kemal Atatürk'ün ölümü gerek Türkiye için, gerekse bütün dostları için derinliği ölçülmez bir kayıptır.
Türk Milleti'nin en samimi dostları arasında bulunan Sovyetler, zamanımızın bu örneksiz devlet adamının öneminden dolayı derin bir acı içindedirler.
(İzvestia Gazetesi, Moskova, 1938)


Atatürk, dünya üzerinde yeni bir devir açmış bir insandır. Ben, O'nun Türk kadınlarına hak vererek ve bir ülkede anayı, yakışır olduğu yüceliğe eriştirerek Batı'ya ders verdiğini nasıl unuturum.
(Uluslararası Kadınlar Birliği Delegesi, Prenses Aleksandrina)


Romanya'da Atatürk'ün ölüm haberi geldiği gün, bütün okullarda dersler tatil edildi.
(Romanya-Rador Ajansı: Bükreş)


Milletimiz, en büyük Türk'ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmektedir.
(Romanya)


Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ tepesidir. Siz O'na yaklaştıkça o yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza değin aynı kalır. Devirlerinde büyük gözüken, zamanla küçülen benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır.
(Arriba Gazetesi, Portekiz, 1938)


Uzun bir yol aşılmış, yüce bir eser ortaya konmuş, bir çok zaferler elde edilmiştir. Bütün bunlar Atatürk'ün eseridir.
(Polanya, Kurjer Warzavski Gazetesi)


O, Türkiye'yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti. Kemal Atatürk'ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?
(Muhammet Ali Cinnah-Kaidiâzam, Pakistan Cumhurbaşkanı, 1954)


Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
(İkbal, Pakistan Millî Şairi)


'Atatürk'ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O; büsbütün başka bir insandı.'
(El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938)


Türkler, Atatürk'ü olağanüstü bir tutkunlukla seviyorlar.
Bursa'ya giderken trende rast geldiğim bir çocuğa İstanbul veya Ankara'dan hangisini sevdiğini sordum. Çocuk Ankara'yı sevdiğini söyledi. Nedenini sorduğumda: 'Ankara'da Atatürk bulunduğu için..' cevabını verdi.
(Mısır, El Bela Gazetesi)


Yüzyılımızda, 'olmayacak hiçbir şey yoktur' şeklindeki tarihi gerçeği isbatlayan ilk adam olmuştur.
(Eski Ujsag. Macar.)


Budapeşte, 20 (a,a) - Macar ajansı tebliğ ediyor:
Başvekil İmredi, Atatürk'ün cenaze törenini yapılacağı 21 Kasım Pazartesi gününü Macaristan'ın millî yas günü sayarak bütün memlekette resmi binalara siyah bayraklar çekilmesini emretmiştir. Harbiye Nazırı ve Budapeşte Belediye Reisi de, askeri binalar ve belediye binaları için aynı kararı almışlar ve Belediye Reisi ayrıca, halkı da siyah bayrak çekmeye dâvet etmiştir.
(Namzetti Ujsang Gazetesi, Budapeşte-1938)


Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.
(An Nahar, Beyrut)


Yüzyıldanberi Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider.
(The Japan Chronicle, Kobe)


'Hayatının sonuna kadar milleti'nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.'
(Comte Carlo Sforza, İtalya Eski Dışişleri Bakanı)


Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz seziş ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.
(F. Perrone Di San Martino, İtalyan Yazarı)


'Atatürk'ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti.'
(Gazeta Del Popolo Gazetesi, İtalya, 11 Kasım 1938)


(Lozan Üniversitesi salonunda, Lozan Türk Talebe Cemiyeti'nin hazırladığı törende.)
'Siz Türk gençleri, bugün Büyük Şef'inizi kaybettiğinizden dolayı ne kadar ağlasanız haklısınız. Üniversite, sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde bildirmeye imkân yoktur. Bu dâhinin, vatanının tarihinde işgal ettiği parlak sayfaları size hatırlatmak isterim. Türkiye'yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam'ın başımı en derin hürmetle eğerek selâmlarım.'
(Profesör MORRF)


'Atatürk, bir medeniyet kaynağı idi.'
(İsviçre)


Modern Türkiye'nin yaratıcısı Kemal Atatürk'ün eserleri, memleketi için yaptıkları İsveç'te çok iyi bilinmektedir. Atatürk'ün liderliği altında Türkiye'nin kalkınmasını, fevkâlâde ileri hamlelerini hayranlıkla takibettik. Atatürk'ün, hukuk alanında olduğu gibi, diğer alanlarda da getirdiği reformlarla Türkiye, içinde bulunduğu çok zor durumdan kurtarılıp kuvvetli ve güvenilir temeller üzerine yerleştirilmiştir.
(ERLANDER, İsveç Başbakanı)


'Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı olmuştur.'
(Ben Gurion, İsrail Başbakanı, 1963)


'Atatürk, askeri dehâ ile devlet adamı filozof dehâsını toplamıştır.'
(İspanya)


İslam dünyasının büyük insan yetiştirme gücünü yitirdiğini öne sürenler, Atatürk'ü hatırlamalı ve utanmalıdırlar.
(Tahran Gazetesi, İran, 1939)


Atatürk'ün ölümü dolayısı ile Kraliyet Sarayı Şehinşâhi ve hükümet bir ay resmî yas ilân etmiştir. Majeste Şehinşah, gömme töreninin sonuna kadar İran'da askerî ve resmî binalar üzerinde ve yabancı ülkelerdeki İran temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirilmesini emir buyurmuşlardır. Bu irade-i Şehinşahî bugün bütün gazetelerde ilân edilmiştir.
(Tahran)


Bugün Türkiye, büyük ve yeni bir memlekettir. Ve savaş sonrasının dehşet, sefalet ve bitkinliğinden çıkmış olan bu yeni Türkiye, Atatürk'ün dimağında vücut bulmuştu. O, bu Türkiye'yi kendi elleriyle dünyaya getirdi.
(Dela Mail Gazetesi)


Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememişlerdir. Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte, gerçekten eşi olmayan bir olaydır.
(İngiliz, Daily Telgraph Gazetesi)


Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletler önderiydi. O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
(Bayan Sucheta KRIPALANI, Hint Parlamento Heyeti Başkanı)


Denilebilir ki onsuz, İslâm alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.
(Fransız, Berthe Georges-Gaulis)


Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
(Fransız Gazetesi Sanerwin)


Tarih çok büyükler gördü. İskenderler'i, Napolyon'ları, Washington'ları gördü. Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı.
(L'Illustration, Fransa)


'Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.'
(National Tidence Gazetesi, Danimarka, 11 Kasım 1938)


Eğer tarih bir kalbe sahip olsaydı, Mustafa Kemal'i mutlaka kıskanırdı.
(Tchang Yang Yee Pan Gazetesi, Çin, 1958)


'Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata'sıdır.'
(Çin)


'Biz Çinliler, hepimiz bu yasa katılıyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen Büyük Ata'sının ölümü, yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır.'
(Çin Basını)


'Hiç bir ülke, Atatürk'ün Türkiye'sinin gördüğü değişiklikleri bu kadar hızlı bir şekilde görmemiştir. Bugünün Türkiye'sinin tarihi Mustafa Kemal'in tarihidir.'
(Dness Gazetesi, Bulgaristan, 11 Kasım 1938)


Türkiye'nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir.
Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk'tür.
(Libre Belgique Gazetesi)


Bir yenilginin uçurumuna düştüğü halde, ilkin neticesiz sanılan İstiklâl Mücadelesini yapan Türk Milleti, önünde saygıyla eğilmeden bu satırlara son veremez.
Zafer neşesiyle kendinden geçmiş bir diplomasinin kararını 'hayır' diyerek yırtmak ve yüzlerine fırlatmak örneğini biz Almanlar, Türklere borçluyuz.
(Alman Askeri Dergisi Vissen Und Vehr)


Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.
(Franklin ROOSEVELT, A.B.D. Başkanı)
omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:37

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:38

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:39

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:40

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:40

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:41

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:42

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 30 Ağustos 2008 13:43

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 31 Ağustos 2008 16:53

omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA

Re: ATATÜRK

İleti omeralemdar » 02 Eylül 2008 17:13

Arşivimden bir Kaptan iletisini paylaşmanın zamanıdır diye düşündüm.
Bahattin Aslan

***

Devlet Adamliği Dersleri
Atatürk'ün başyaveri Salih Bozok anlatıyor.



Başkumandan, düşmandan kurtardığı İzmir'de geçireceği ilk gecesinin tarif edilemez sevincini yaşıyordu.

İzmir'deki yeni evinde Mustafa Kemal Paşa ilk gecesini çalışarak geçirdi. Kendisi için zengin bir sofra hazırlandığı halde hiçbir yemeğe dokunmadan ufak tefek ile karnını doyurdu ve geç vakitlere kadar çalıştı. Ertesi sabah erkenden uyanmıştık. Hafif bir kahvaltıdan sonra vilayet konağına gittik ve doğruca Vali'nin odasına girdik. Vali, İngiliz Konsolosu ile konuşuyordu. Biz gelince Vali ayağa kalktı ve Konsolos ile Mustafa Kemal Paşa'yı tanıştırdı. Konsolos, iyi Türkçe biliyordu. Paşa Vali'ye sordu:

-Konu nedir?

Vali anlattı:

-Sayın Konsolos, İngiliz tebaasından olan vatandaşlar ile Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıkların güven altında bulunduklarını belirtir bir "güvence" istiyorlar. Ben kendilerine herkesin eşit biçimde güven altında olduklarını bildirdim.

Mustafa Kemal Paşa, Konsolos'un Türkçe bildiğini biliyordu, öyle olduğu halde öfkesini belirtmek için sordu:

-Ee, peki daha ne istiyormuş?

Bu soruya Konsolos Türkçe cevap verdi.

-Tebaamız hakkında hükümetinizden yazılı teminat istiyorum!

Konsolos garip bir biçimde diklenmişti.. . Paşa'nın sesi havada kırbaç gibi şakladı:

-Yunanlılar zamanında kendi tebaanızı daha emniyette mi görüyordunuz?

Konsolos gerisinde İngiliz devletinin bulunduğunu belli eden bir kasılma ile:

-Evet, dedi. Yunanlılar burada iken tebaamızı emniyette görüyorduk.

-Öyleyse buyurun tebaanızla birlikte Yunanistan'a gidin, efendim!

Konsolos kendisinden umulmayacak bir cesaret gösterdi:

-Yani majestelerimin hükümetine savaş mı açıyorsunuz?

Mustafa Kemal iyice öfkelenmişti fakat öfkesini tuttu ve Konsolos'a:

-Siz kiminle ve ne konuştuğunuzu biliyor musunuz?
Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Türk Orduları Başkomutanıyım.
Savaş açmaya, barış yapmaya hakkım var.
Siz kimsiniz!
Hükümetiniz adına savaş ve barış görüşmeleri yapmaya yetkili misiniz?
Böyle bir yetkiniz varsa görüşelim.
Yoksa (eliyle kapıyı gösterdi) buyurunuz efendim!


O kasım kasım kasılan Konsolos, Mustafa Kemal Paşa'nın son cümlesi üzerine sapsarı kesildi ve tek bir kelime söylemeden kapıdan çıktı gitti. Mustafa Kemal Paşa arkasından bir süre baktıktan sonra Vali'ye döndü:

-Yüz vermeyin Vali Bey! Bunlar karşılarında hala Babıali Hükümeti var sanıyorlar. Bir zırhlısı önünde pusacak, bir blöfü önünde yelkenleri suya indirecek "devletçik" sanıyorlar bizi! Küstahlığın derecesine bakın, bana "Savaş mı açıyorsunuz?" diye soruyor, barut kokan bir odada sorduğuna bak! Savaş halinde değil miyiz sanki!

Kollarında ve omuzlarındaki işaretlerden Amiral rütbesinde olduğu anlaşılan İngiliz Donanması Komutanı, Hükümet Konağı'nın kapısından girerek Mustafa Kemal Paşa'nın odasına doğruldu. Nazik, fakat öfkeli bir hali vardı. Ruşen Eşref önüne çıkıp ne istediğini sorunca:

-Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek istiyorum! dedi.

Birlikte odaya girdiler kapı kapandı. Amiral önce:

-Çok güç koşullar altında bir savaş kazandınız, sizi asker olarak içtenlikle kutlarım. Çanakkale'deki başarınızı rastlantıya borçlu olmadığınız, kanıtlanmış oldu. Büyük bir askerle tanıştığım için memnunum.

Amiral bir süre sonra konuya girmiş:

-Ülkenin kontrolünüz altında bulunan bölümünde bizim tebaamız ve sizin azınlıklarınızdan Ermeniler,Rumlar var. Yeni askeri yönetim altında bu insanların statüsü nedir? Güven de midirler?

-Hiç kuskunuz olmasın Amiral! Türkiye'deki bütün insanlar gibi tebaanız ve sözünü ettiğiniz azınlıklar da TBMM Hükümeti'nin eşit koruması altındadır. Suç işlemeyenler, kendilerini bu memlekette benim kadar güvende sayabilirler.

-Suç işleyenler?

-Suç işleyenler Sayın Amiral, dünyanın her yerinde olduğu gibi, ülkemizde de adaletin huzuruna çıkarlar... Suçlu iseler, cezalarını elbette çekeceklerdir. ..

-Fakat Paşa Hazretleri, fevkalade günler geçirdik. Yunan ordusundan cesaret alan Rumların bazıları, şımarıklıklar yapmış olabilir. Bugün bu insanlar yerli halkın düşmanlığı ile yüz yüzedirler. Ermeniler için de başka açıdan aynı şeyleri söyleyebilirim. Biliyorsunuz, arkadaşlarının büyük bir bölümü göçe zorlandı ve önemlice bir bölümü de hayatını kaybettiler. Bu ruh tedirginliği içinde Yunan ordusu ile işbirliği yapmış, bazı Türklere zor günler geçirtmiş olabilirler. Bunlar, fevkalade günlerin olaylarıdır. Bağışlanması, hoş görülmesi gerekir. Eğer bu kimseler, halkın husumetine bırakılacak olursa, bütün dünya aleyhinize kıyameti koparır!

Son cümleye kadar Amiral'i gülümseyerek dinleyen Mustafa Kemal Paşa, dünyanın koparacağı gürültü ile kendini tehdide girişince, sözünü bıçak gibi kesmiş:

-Şu "Efendi Devlet" rolünü bir kenara koyunuz Amiral! Milletleri de tehdit etmekten vazgeçiniz!

İngiltere ve müttefiklerinin kıyameti koparıp koparmayacağını düşünmem! Bunlar memleketimin iç işleridir; kimsenin bu işlere karışmasına müsaade etmem! Majestelerinin devleti memleketimizin azınlıkları ile uğraşmaktan vazgeçsinler! .. Kim bize saygı beslemezse, bizden saygı beklemeye hakkı olmaz!

Amiralin benzi kül gibi olmuş:

-İngiltere Hükümeti'nin tebaasını her yerde koruma hakkı, devletler hukuku teminatı altındadır. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız Rum ve Ermenilerin güven içinde bulundurulması nı sadece rica ettik. Yoksa biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz...

İşte o zaman Mustafa Kemal Paşa'nın tepesi iyice atmış:

-Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen leşlerini herhalde görmüş olmalısınız!
Türk ordusu asayişi sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı (o dönemde İngiliz donanması İzmir limanında bulunmaktaydı ) boşaltacak güçtedir de...
İsterseniz, Türk'e ihanet eden tebaanızın ve azınlıklarınızın adaletten kaçan sefillerini geminize doldurabilirsiniz!
Donanmanızın da en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum!


Mustafa Kemal Paşa'nın cümleleri, art arda Osmanlı tokatları gibi Amiralin yüzünde şakladıkça, Amiral ne yapacağını şaşmış ve en sonunda:

-İngiltere'ye savaş mı açıyorsunuz? demiş.

İşte Paşa burada son sözünü söylemiş:

-Savaş açmak mı?
Siz yoksa Sevr Antlaşması'nın hala yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz?
Biz onu çoktan yırttık...
Karşımda oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz!
Fakat görüyorum ki, nezaketimizi kötüye kullanmak eğiliminiz var...
Buna müsaade edemem.
Bizim gözümüzde "Barış antlaşması yapmamış" iki devletiz.
Savaş hukuku yürürlüktedir.
Gemilerinizi derhal karasularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum!


Bir balmumu heykeline dönmüş Amiral...
Şişe, gerine girdiği Mustafa Kemal Paşa'nın odasında oturduğu sandalyede küçüldükçe küçülmüş ve sonunda kekeleyerek:

-Affedersiniz! demiş ve yerlere kadar eğilerek geri geri kapıya gidip dışarı çıkar.

Ruşen Eşref hem düşünceli hem de gülüyordu:

-Paşa, Amirali anasından doğduğuna pişman etti. "Kendisinin Türk topraklarında bir savaşçı olarak bulunduğunu "Paşa'dan öğrendiği zaman sapsarı kesildi... Tutuklanacağını , tutsak edileceğini sandı. İnce dudaklarını ısırıyor, parmaklarını birbirine kenetlemiş titriyordu.
Karşısında Babıali Paşası bulacağını sanıyordu herhalde... "İngiltere devletini kendi devletine eşit gören "bir Paşa ile karşılaştığı için, ihtiyatsızlık edip karaya çıktığına kim bilir nasıl lanet etmiştir...

Aradan bir saat geçti geçmedi... İngiliz gemisinden bir müfreze ve bir teğmen çıktı. Amiralden -devleti adına- bir ültimatom getiriyordu, Başkomutan'a kendi eliyle verecekti. Paşa'ya bildirdim;

"Gelsin" dedi.

Teğmeni içeri aldım. Ruşen Eşref tercümanlık yapıyordu. İngiliz çakı gibi bir teğmendi. Paşa'nın karşısında gösterişli bir selam verdi ve Ruşen Eşref aracılığıyla ültimatomu Paşa'ya ulaştırdı. Paşa:

-Peki teğmen! Hükümetimiz ültimatomunuzu inceler ve hükümetinize gereken karşılığı verir. Siz geminize dönebilirsiniz. ..

Teğmen önce dışarı çıkacakmış gibi bir hareket yaptı, sonra da Ruşen Eşref'e dönüp:

-Başkomutan ellerini öpmeme müsaade buyururlar mı?

Ruşen Eşref, Teğmenin dileğini Paşa'ya söyledi, Paşa:

-Nereden icap etmiş sor bakalım! dedi.

Teğmen:

-Asker olarak zaferlerine, insan olarak kendisine hayranım... Lütfetsinler. .

Teğmen Paşa'nın elini öptü, Paşa da Teğmenin yanağını okşadı. Odayı boşalttık.

Az sonra Ruşen Eşref'i çağırdı:

-Metni okudunuz mu? Ne istiyorlar?

-Paşam Amiral ile görüştüklerinizin yazı ile de pekiştirilmesi isteniyor.

-Öyleyse Halide Hanım'ı (Edip Adıvar) bulunuz, hemen tercümesini yapsın ve metin olarak bana getirsin... Öte yandan bir kopyasını şifre ile Dışişleri Bakanlığına gönderin gerekeni yapsınlar... Durumu, ordu komutanı Nurettin Paşa'ya da bildiriniz. Gerekiyorsa benimle temas etsin...

Olay kısa bir süre içinde şehirde duyulmuştu... İngiliz ve Fransızlar, kendi devletlerinin uyruğunda olanları gemilere bindirmeye başlamışlardı.
Nitekim birkaç saat sonra da sessizce çekilip gittiler...
omeralemdar
BİNBAŞI
BİNBAŞI
 
İleti: 1016
Kayıt: 09 Haziran 2008 00:01
Marka & Model: RENAULT CLIOIII
Motor Tipi & Gücü: 1,2
Kilometre: 67057
Yakıt: benzin
Lastik Markası: Kumho Kh18 185/60/15
İsim ve Şehir: ömer alemdar /ANKARA


ÖncekiSonraki

Muhabbet Sohbet

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 38 misafir