Selam. Ne zaman trafiğe çıksam bazı sürücülerin davranışlarına hep sinir olurum.
Yazışalım bakalım, kim nelere sinir oluyor...
* Herşeyden önce sinyal vermeden şerit değiştiren veya dönüş yapan sürücülere gıcık oluyorum. Parmağını oynatmaya üşeniyor adam.
* Sinyali, "100 metre içerisinde şerit değiştireceğim ya da döneceğim" anlamında değil de, "ahanda döndüm" veya "şerit değiştirdim de onu haber vereyim dedim" mantığıyla kullananlara uyuzum. Yani şerit değiştirme ya da dönme eylemi ile aynı anda sinyal verir bazıları. Zahmet etmeseydin!...
* Çerve veya uzun yolda daha kaç yüz metre gerideyken "çekil" diye selektör yapanlar. Sanırsın ki ambulans geliyor...
* Ya da süratli geldiğini farkedersin ve hemen sağ şerittekini sollayıp sağa geçmek için depar yaparsın ama çabanı anlamaz ve yoğun selektörlere maruz kalırsın.
* Özellikle uzun yolda iki şeritli ortamlarda, karşı şeritten gelen adam, tam sizi geçerken uzunlara geçer. Son saniye golünü yersiniz. Gözlerinizin kamaşması az sonra geçer. Fakat arkadaş ne düşüncesiz ne sabırsız adam ki, tam sizle yanyana gelirken uzuna geçer. Ne pis olur...
* Karşıdan uzunlarını açmış gelene sinir oluruz. Yüzsüzdür, sizi gördüğü hâlde kısaya geçmez. Uzun yolda, bu durumlarda çift selektör yaparım her defasında. İki defa çift yaparım; hala anlamıyorsa uzunları dayarım. Ama! O kısaya geçse dahi kısaya geçmem. Biraz psikopata bağlıyorum nedense. Saygısızlığa ve vurdumduymazlığa tahammülüm yok belki...
* Bazı (nispeten eski model) araçların farları ayarsızdır. Uzunları yakmış sanarsınız, uyarırsınız, meğer kısaymış. Ama kısaları ile uzunları arasında fark yoktur!.
* Alacakaranlık olmuş, bırak farları yakmayı, parkları bile yakmamış adam, trafikte seyrediyor!...
* Hava açık, tertemiz, akşam vakti eleman sisleri açmış ama farlar kapalı. Afferin!. Bazıları da hem farlar hem sisler açık ama sisler için bir gerekçe yok. Bence büyük kültürsüzlük örneği. Hadi ön sisleri bir noktaya kadar anlarım, hoşuna gidiyordur falan. Peki arka sisleri niye açtın kardeşim? Bir kez oldu, arka sisleri açmış adam, aşırı kırmızı ve parlak "iki adet" ışık olunca ben de uzunları dayadım trafik ışığında dururken. Aman Devrim n'aptın sen? Öndeki önce dörtlülerle sonra el-kol hareketiyle uyardı beni. Sonra geri vitese geçirdi arabayı. Eh ben de uzunları kapattım. Ama o halâ tüm sisleri açık yoluna devam etti. Herşey eğitimle başlar...
* Eski model çoğu aracın da farları ayarsızdır. Kısası uzunu belli değildir. Özellikle aracını alçaltan sürücüler far ayarlarını yenilemezler ve far terörü estirirler. Bazı araçların farı öyle ayarsızdır ki kısaları ile uzunları neredeyse farksızdır. Uzun yolda selektör kavgasında haksız duruma düşersiniz...
* Bazıları da şeridinde sabit duramaz. Özellikle şehir içinde çok olur; Önümdeki (sağ şeritteki) aracı sollarken bazen aracın sol-ön lastiğine bakarım. Hafiften şerit çizgisine -sola doğru- yanaşır, şeridin üzerine gelir (bana doğru halâ yaklaşmaktadır) ve şeridi aşar. O esnada şöyle güzel ve cayırtılı bir kornayı hakeder. Sanki iki saatlik uykudan zıplamış gibi düzeltir arabayı. Komik olur.
* Yukardakine benzer olarak bazıları da şeridinde gitmez. İllâ ortalı gidecektir. Yine şehir içi çevre yollarında sık rastlanır bu tiplere. Yol 3 şerit ama eleman bir ve ikinci şeridin ortasında seyreder. Ben, süratim gereği orta şeritte giderim. Sollayabilecek olsam da "kendi şeridinde git" veya "bir şerit seç kendine" anlamında ya selektör yaptığım olur sıkça. Örneğin bu akşam yaptım bunu. Önümdeki oldukça yavaştı ve selektörümle sağa yanaştı. O esnada da beni bir Bmw solluyordu...
* Anlamsız yerlere anlamsız şekilde park edenler.
* Özellikle kapalı otoparklarda iki araç kaplayarak park edenler.
* Özürlü park alanına park edenler.
* Park alanında yandaki araca kapıyı çarptıranlar.
* Herkes dikey parketmişken yatay parkederek 2-3 araçlık yer işgâl edenler.
Aklıma gelenler bunlar. :mrgreen:
Evet evet, sinir olmadığım şey yok. :)